Welcome to Our Website

Tarımın Kalbinden Dünyaya: Antalya Tarım Zirvesi

Tarımın markalaşmasını sağlamak, milli ve yerel üretim hareketini desteklemek, Türkiye’nin sahip olduğu ekonomik faydaları anlatmak için “Tarımın Kalbinden Dünyaya: Antalya Tarım Zirvesi” gerçekleştirildi.

Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) AB Bilgi Merkezi etkinlikleri kapsamında, Güvenilir Ürün Platformu işbirliği ve AB Türkiye Delegasyonu destekleriyle Atatürk Konferans Salonu’nda düzenlenen zirvede sektör temsilcileri ve uzmanlar bir araya geldi.

Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Ebubekir Gizligider, zirvenin açılışında yaptığı konuşmada, Antalya’nın tarımın, turizmin ve ticaretin merkezi olduğunu söyledi.

Türkiye’de ürün planlamasına geçeceklerine değinen Gizligider, şunları kaydetti:

“Portakal çok para etti’ her taraf portakal ağacı oldu, ertesi yıl portakal para edemedi. Ülkenin tüketeceği ve ihracatı belli. İhracatta rakip ülkelerle rekabetimiz belli. ‘Portakal çiftçisi isyanda, kamyon kamyon portakal dökülüyor. Limon, domates yine aynı.’ deniyor. Bunların hepsine son vereceğiz. Arazide stratejik üretim yapacağız. Kimin nerede, neyi ne kadar üreteceğine biz karar vereceğiz. Bu ülkenin ihtiyaçları ortada. Biz derken Türkiye’de 85 milyon kişi, 50 milyondan fazla turiste ev sahipliği yapıyoruz. Dolayısıyla her gün en az 100 milyon kişiyi doyuruyoruz.”

Gizligider, dünyayı kasıp kavuran pandemi döneminde İngiltere’de, Almanya’da boş rafların görüntüsü, uzun kuyruklar olmasına rağmen Türk çiftçisinin serasında, ahırında üretim yaparak dünyayı doyurduğunu vurguladı.

Konya’da 600-700 civarında obruk oluştuğuna dikkati çeken Gizligider, şöyle konuştu:

“Ben hatırlıyorum ‘Obrukları ufolar mı, yoksa uzaylılar mı oluşturdu’ yönünde haberler vardı. Sonra gördük ki olmayacak yerde mısır üretirsek mesela 400-500 metreden daha sonra petrol arar gibi su arayacak düzeyde 600-700 metreden su çekmeye devam edersek uzaylılar değil ama hepimiz bu obrukların sebebi olduk. Korkumuz o ki en büyük depremi yaşamış bir ülke olarak aynen depremdeki gibi bu obrukların bir gün köyleri, apartmanları, şehri yutması, bir gün bizi yutması.”

Gizligider, dünyayı herkesin tahrip ettiğini dile getirerek, bir yıllık yağışın artık bir günde yer yer 2-3 saatte yağdığı noktalar olduğunu ifade etti.

Aşıra yağışa altyapının dayanamayacağını aktaran Gizligider, “İklim değişikliğine iyi hazırlanmamız gerekiyor. Onun için ürün planlamasına bu yıl itibarıyla geçiyoruz. Su meselesi bizi tehdit eden önemli bir unsur.” dedi.

Antalya’dan ücretsiz verilse bile gönderilen domatesin İstanbul’da halden 22 liraya çıktığını anlatan Gizligider, İstanbul başta olmak üzere metropollerde organize tarım bölgeleri kurarak kent tarımını yaygınlaştıracaklarını söyledi.

İki yıl ekilmeyen topraklar üretime kazandırılacak

Ekilmeyen tarım alanlarının üretime kazandırılması yönünden mülkiyet ve miras hukukuyla karşılaştıklarını vurgulayan Gizligider, iki yıl içinde kiraya verilmeyen veya işlenmeyen toprağın dijital kiralama yöntemiyle üretime kazandırılacağını, tarla sahibinin de para kazanacağını bildirdi.

Vali Hulusi Şahin ise şu ana kadar ucuz üretim için toprağın, suyun, havanın sömürüldüğünü, bunu önlemek için artık sürdürülebilir tarıma geçmek gerektiğini bildirdi.

ATSO Yönetim Kurulu Başkanı Ali Bahar ise dünyada tarım alanları azalırken beslenecek nüfusun sürekli arttığını aktararak, açıklanan Orta Vadeli Program’dan memnun olduklarını kaydetti.

Güvenilir Ürün Platformu Başkanı Celal Toprak, Antalya’nın Türk gıdası ve tarımı için önemli olduğunu belirtti.

“Tarımın Kalbinden Dünyaya: Antalya Tarım Zirvesi” oturumlarla devam etti.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir